Sakız Adası

Sakız Hasatı

Sakız adasında eylül-ekim aylarında yapılan sakız hasatında geleneksel yöntemler kullanılır.

Sakız bitkisi, 4-5 metre boyda, yaprak dökmeyen yeşil ağaçcık veya çalı şeklindedir. Kökleri 20-25 metre derinliğe kadar uzanabilir, bu nedenle kuraklığa ve tuza dayanıklıdır, arazi yangını gibi kötü afetlerde bile kısa sürede ayağa kalkıp kendini yeniler. Yavaş gelişir ve 100 yıldan fazla yaşar. 5-6 yaşından itibaren sakız salgılar, 15 yaşında en verimli dönemine ulaşıp bitki başına 1-2 kilo sakız verir.

Sakız ağacı Fas’tan İber Yarımadası’na, Fransız Rivierası’ndan Kanarya Adaları’na kadar pek çok coğrafyada görülmesine rağmen anavatanı Sakız Adasıdır.

Hasat zamanı olan yaz aylarında ağaç gövdesinin kabuğuna atılan çiziklerden reçine kıvamında renksiz, saydam bir sıvı akar, bu sıvıya pıhtılaştığında sakız denir. Hasat edilen sakız; toz, toprak, taş gibi yabancı maddelerden temizlenir, içine sabun tozu konmuş olan soğuk suda çalkalanır, temiz suda durulanarak, bez üzerine kurutulmak üzere serilir, kuruyan sakızların üzerine yapışmış olan yabancı maddeler bıçak ile kazınıp temizlenir. Temizleme sonrası sakız damlaları irilik ve boylarına göre İri Gözyaşı, Ufak Gözyaşı gibi isimlerle gruplandırılıp pazara sunulur.

Damla sakızının Sakız Adasına olan ekonomik getirisi onu herzaman zengin ve güçlü kılmış. Antik Yunan yazarları sakızın tıbben kullanımından bahsetmiş, Hipokrat tıbbi bitkiler arasında sakıza önemli yer vermiş. Roma döneminde hanımlar dişlerini beyazlatmak için damla sakızlı çubuklar kullanmışlar. Antik çağda ada halkı sakızın yağını çıkarıp hastalık tedavilerinde, yılan sokmasında, mide yanmasında kullanırmış. Öksürüğe bile iyi geldiği söylenirmiş.